birini otobüse bindirmek
Fiil
birini yanlış ize götürmek
Fiil
birine vakıftan düzenli yardım etmek
Fiil
birini uçağa bindirmek
Fiil
birini trene bindirmek
Fiil
birini hali vakti yerinde yapmak
Fiil
birini uyararak ihtiyatlı olmasını söylemek
Fiil
bir kimseyi çetin (azim ve cesaret isteyen) bir işe koşmak.
birine yemin ettirmek
Fiil
birini söz üzerine şartlı tahliye etmek
Fiil
birini karneye bağlamak
Fiil
birine seçmesi için iki seçenek tanımak
Fiil
birini haraca kesmek
Fiil
birini seçim listesine koymak
Fiil
(US) birine meydan okumak
Fiil
(US) birini tanık kürsüsüne çıkarmak
Fiil
birini bekleme listesine almak
Fiil
birine birini vermek (telefonda)
Fiil
birine birini ayarlamak
Fiil
birini birine bağlamak (telefonda)
Fiil
birini biriyle tanıştırmak
Fiil
birini emekliye ayırmak
Fiil
(bir kimseyi) kalkındırmak, para vererek müstakil iş kurmasını sağlamak,
mec. elinden tutmak,
desteklemek.
He will need a lot of money to set his business on its feet again: İşini tekrar yoluna koymak için çok paraya ihtiyacı var.
(askerlik , US) üstüne ihbar etme
(mahkemede) yemin ettirmek.
He swore on his oath that he had never been there. I'll take my oath on it!
birine yemin ettirmek
Fiil
birine bir şeyi yutturmak
Fiil
biri hakkında istihbarat vermek
Fiil
biri hakkında bilgi vermek
Fiil
(yalandan) pöhpöhlemek, iyi yaptığını söyleyerek bir kimseyi başarısızlığa sürüklemek.
kabahati birinin üzerine atmak, birini kabahatli bulmak.